12 Şubat 2012 Pazar

K-H:4 ~ikinci Kısım~


"K-H" K-himori'nin kısaltılması dikkatinize 8DÇok gecikti biliyorum ama ben dördüncü bölümün ikinci kısmını da vereyim.Bu kısım kısa ve işte bu yüzden üç kısım olacak bu bölüm:D

Ve karakter tanıtımlarını K-himori Hakkında adlı kısımda verdim -3-Neyse çok uzatmadan verelim ikinci kısmı :p
 --
“Ne olmuş bacağıma?”deyip bacağıma baktım.Yaramın olduğu yer kanıyordu.Beyaz taytımın üstü kırmızıya dönmüştü.Birden acıyla inelemeye başladım.
“AAAAHHHH!!!Lanet olsun!Lanet olsun!”Acıdan yerimde duramıyorudum.Ne oluyordu böyle?Ufak bir düşüş yüzünden bu kadar acıyor olamazdı.
“Benim hatam.Seni tutmam gerekirdi.Gel oturalım.”dedi ve belimden tutarak en yakında ki banka doğru yürüdük  ve oturmama yardım etti.
“Saçmalama senin hatan değildi.Hem artık o kadar acımıyor.Yürüyebilirim.”Gözlerim dolmaya başlamıştı.Endişeyle bana bakıyordu.Gerçekten yerin dibine girmek istiyordum.
“Yalan söyleme.Evin yakınlarda mı?”
“Evet,Mini Orman’dan çıkınca,iki sokak ilerde.”
“Ben hemen birilerini çağırmaya gidiyorum”diyerek kalktı.
“Saçmalama!Yürüye bilirim dedim!”Ayağa kalktım ve yürümeye çalıştım.Ama sol ayağımın üstüne basınca sızlıyordu.Omuzlarımdan tutup beni oturtmaya çalıştı.
“Dedim sana yürüyebilirim!”
“Yüzünde keşke öyle dese!”
“Ciddiyim sadece sızlıyor o kadar.”Derin bir iç çekti ve yere baktı.Sonra bana yaklaşıp kolumu omzuna doladı ve elini belime koydu.
“Seni evine ben götüreyim.Dışarda motorum var.Oraya kadar yürümek zorundayız malsef..”
“Motor mu?Çok havalı!”Yüzünü bana çevirdi.Birbirimize çok yakındık..O masmavi gözleri endişe doluydu.Kendimi o gözlere bakmaktan alıkoyamıyordum.
“Sen...Gerçekten çok tuhafsın!”dedi seside endişe doluydu.Yürümeye başladık.Ayağım yüzünden topallıyarak yürüyordum ve oldukça yavaş yürüyorduk.Çıkışa kadar hiç konuşmadık.Galiba ona fazlasıyla yük olmuştum.Kim bilir belkide benle yürümek istediği için kendine içinden küfürler ediyordu.Bende ona yük olduğum için kendime kızıp küfür ettim.Çıkışta bekleyen güvenlik görevlisi bizi görünce dehşete kapıldı ve koşarak yanımıza geldi.
“Ne oldu çocuklar?İyi misiniz?Ambulans çağırayım mı?”
“Hayır efendim gerek yok.Ben onu götürürüm.”
“Peki öyleyse dikkatli olun ama..Nasıl oldu bu?”
"Düştüm efendim."dedim ve Nate’e baktım.Kaşlarını çatmıştı.Lanet okudum.Gerçekten benden nefret ediyor olmalıydı.
“Tamam geldik.Binebilir misin?”
“T-tabi.”Siyah  motor YBR 125idi..Önce ben bindim  ve ne kadar istemesemde binmeme o yardımcı oldu.Sonra oda bindi ve motoru çalıştırdı.Motorun arkasındaki demirleri sıkıca kavradım ve ayağımın ona deymemesine dikkat ettim.Dikiz aynasından bana baktı.Sinirli gibiydi.
“Ya sen iyi misin?Belimden tutsana!”Hiç bir şey demeden dediğini yaptım.Motoru sürmeye başladı.Ona sarılıyordum ve kendimi tutamayıp başımıda sırtına yasladım.Bu çocukta beni çeken bir şey vardı ama artık hiç bir önemi yoktu.Çünkü o bana sinir oluyordu.Emindim bundan.
“Nerden dönceğiz?”deyince kendime geldim ve kafamı kaldırıp etrafa baktım.
“İlerdeki aradan sola dön.”dedim ve başımı tekrar sırtına yasladım.Ama sonra fazla ileri gittiğimin farkına varıp kafamı kaldırdım.Yüzüm kızarmıştı ve o sırada onunda bana dikiz aynasından baktığını fark ettim.Gülümsüyordu.
“Nasıl rahat ediyorsan öyle davran.”dedi.
“Ş-şey şimdi tekrar sola dön.”Onu umursamazmış gibi görünmeye çalışıp etrafı izlemeye başladım.
“Tamam fıstık yeşili olan evin önünde durabilirsin.”Bahçe kapısının önünde motoru durdurdu ve etrafı süzdüm.Çok şükür mahallenin hiperaktif çocukları hala okuldaydı ve sokakta kimse yoktu.Motordan yavaşca indim ve ona dönerek ellerimi birleştirdim.
“Senden çok özür diliyorum.”
“Niçin?Yaran kanadığı için mi?”
“Hayır sana yük olduğum için..Özür dilerim.Boş vaktinide benim yüzümden harcadın.”
“Bak öyle laflar duymak istemiyorum.Benim yerimde kim olsa öyle yapardı.”deyip motordan indi ve elini cebine soktu.Biraz aradıktan sonra telefonunu çıkardı.
“Seni kim bilir ne zaman görürüm.Senden haberdar olmak için telefon numarını ver.”Yüzünde ciddi bir ifade vardı.
“S-saçmalama!Benim için o kadar zahmete girdin zaten..”
“Asıl sen saçmalama!Mızmızlanmada ver şu telefon numarını.Hem sen Neiy’ye de söylemezsin bu olayı,o yüzden hiç öğrenemem.”
“Sen de söylemezsin değil mi?”dedim dudağımı büzerek.Tek kaşını kaldırıp bana baktı.
“Söyle,söylemiyim.”En sonunda verdim telefon numarımı.Ona karşı koymak çok yanlış geliyordu.Hem feci yakışıklı bir velet telefon numaramı istiyordu.Bu şans benim gibilere yüz yılda ancak gelir.
“Ben çok teşekkür ederim....Ayrıca çokta özür diliyorum Nate.Benden nefret etmeni anlayışla karşılıyorum.”Elini kaldırdı ve kafama hafifçe vurdu.
“Özür dileme,teşekkürde etme.Ayrıca senden niye nefret edeyim ki?Yürümene yardım ettiğim için mi?Motorumla evine getirdiğim için mi?”Bir şey söylemedim.Eli hala başımdaydı ve sonra saçlarımı sanki bir çocuk severmiş gibi dağıttı.Yüzümü kaldırıp ona baktım.Tamam,bu sefer gerçekten gözlerinin içine kadar gülüyordu.Bende karşılık vererek güldüm.O kadar çok gülümsedim ki gözlerim kapandı.Tekrar teşekkür ederek bahçeye girdim ve kapıya varınca anahtarımı çıkartıp deliğe soktum.Kapıyı çalamazdım.Halam görürse büyük korkuya kapılır ve hemen babamı arardı.Bu kadar yaygaraya gerek yoktu.Şansım varsa sesizce banyoya girer yaramı temizlerdim.İçeri girdim tam kapıyı kapatacaktım ki,Nate'in motoruna yaslanmış bir şekilde bana baktığını gördüm.Gülümseyerek el salladım ona.Oda  bana el sallayarak motora bindi ve uzaklaştı.Arkamı döndüğümde aslında ne kadar şansız bir varlık olduğumu anladım.Halam dehşetle açılmış gözleriyle bana bakıyordu…
“E,hala nasılsın?Ben açım.Atıştırcak bir şeyler var mı?”
--
asdfghaa buda burda biter anacım.Hadi bay 8D

2 yorum:

  1. Kyyaah!! NateXBloen çifti çok şiriin <3w<3
    Çok güzel yazıyorsun Unazo-chan -w-

    YanıtlaSil
  2. real-chan harika harika harika ♥-♥ devamını bekliyorum real-chan ♥-♥

    YanıtlaSil