"K-H" K-himori'nin kısaltılması dikkatinize 8DÇok gecikti biliyorum ama ben dördüncü bölümün ikinci kısmını da vereyim.Bu kısım kısa ve işte bu yüzden üç kısım olacak bu bölüm:D
“Ne
olmuş bacağıma?”deyip bacağıma baktım.Yaramın olduğu yer kanıyordu.Beyaz
taytımın üstü kırmızıya dönmüştü.Birden acıyla inelemeye başladım.
“AAAAHHHH!!!Lanet
olsun!Lanet olsun!”Acıdan yerimde duramıyorudum.Ne oluyordu böyle?Ufak bir
düşüş yüzünden bu kadar acıyor olamazdı.
“Benim
hatam.Seni tutmam gerekirdi.Gel oturalım.”dedi ve belimden tutarak en yakında
ki banka doğru yürüdük ve oturmama
yardım etti.
“Saçmalama
senin hatan değildi.Hem artık o kadar acımıyor.Yürüyebilirim.”Gözlerim dolmaya
başlamıştı.Endişeyle bana bakıyordu.Gerçekten yerin dibine girmek istiyordum.
“Yalan
söyleme.Evin yakınlarda mı?”
“Evet,Mini
Orman’dan çıkınca,iki sokak ilerde.”
“Ben
hemen birilerini çağırmaya gidiyorum”diyerek kalktı.
“Saçmalama!Yürüye
bilirim dedim!”Ayağa kalktım ve yürümeye çalıştım.Ama sol ayağımın üstüne
basınca sızlıyordu.Omuzlarımdan tutup beni oturtmaya çalıştı.
“Dedim
sana yürüyebilirim!”
“Yüzünde
keşke öyle dese!”
“Ciddiyim
sadece sızlıyor o kadar.”Derin bir iç çekti ve yere baktı.Sonra bana yaklaşıp
kolumu omzuna doladı ve elini belime koydu.
“Seni
evine ben götüreyim.Dışarda motorum var.Oraya kadar yürümek zorundayız
malsef..”
“Motor
mu?Çok havalı!”Yüzünü bana çevirdi.Birbirimize çok yakındık..O masmavi gözleri
endişe doluydu.Kendimi o gözlere bakmaktan alıkoyamıyordum.
“Sen...Gerçekten
çok tuhafsın!”dedi seside endişe doluydu.Yürümeye başladık.Ayağım yüzünden
topallıyarak yürüyordum ve oldukça yavaş yürüyorduk.Çıkışa kadar hiç
konuşmadık.Galiba ona fazlasıyla yük olmuştum.Kim bilir belkide benle yürümek
istediği için kendine içinden küfürler ediyordu.Bende ona yük olduğum için
kendime kızıp küfür ettim.Çıkışta bekleyen güvenlik görevlisi bizi görünce
dehşete kapıldı ve koşarak yanımıza geldi.
“Ne
oldu çocuklar?İyi misiniz?Ambulans çağırayım mı?”
“Hayır
efendim gerek yok.Ben onu götürürüm.”
“Peki
öyleyse dikkatli olun ama..Nasıl oldu bu?”
"Düştüm efendim."dedim ve Nate’e
baktım.Kaşlarını çatmıştı.Lanet okudum.Gerçekten benden nefret ediyor
olmalıydı.
“Tamam
geldik.Binebilir misin?”
“T-tabi.”Siyah motor YBR 125idi..Önce ben bindim ve ne kadar istemesemde binmeme o yardımcı
oldu.Sonra oda bindi ve motoru çalıştırdı.Motorun arkasındaki demirleri sıkıca
kavradım ve ayağımın ona deymemesine dikkat ettim.Dikiz aynasından bana
baktı.Sinirli gibiydi.
“Ya
sen iyi misin?Belimden tutsana!”Hiç bir şey demeden dediğini yaptım.Motoru
sürmeye başladı.Ona sarılıyordum ve kendimi tutamayıp başımıda sırtına
yasladım.Bu çocukta beni çeken bir şey vardı ama artık hiç bir önemi
yoktu.Çünkü o bana sinir oluyordu.Emindim bundan.
“Nerden
dönceğiz?”deyince kendime geldim ve kafamı kaldırıp etrafa baktım.
“İlerdeki
aradan sola dön.”dedim ve başımı tekrar sırtına yasladım.Ama sonra fazla ileri
gittiğimin farkına varıp kafamı kaldırdım.Yüzüm kızarmıştı ve o sırada onunda
bana dikiz aynasından baktığını fark ettim.Gülümsüyordu.
“Nasıl
rahat ediyorsan öyle davran.”dedi.
“Ş-şey
şimdi tekrar sola dön.”Onu umursamazmış gibi görünmeye çalışıp etrafı izlemeye
başladım.
“Tamam
fıstık yeşili olan evin önünde durabilirsin.”Bahçe kapısının önünde motoru
durdurdu ve etrafı süzdüm.Çok şükür mahallenin hiperaktif çocukları hala
okuldaydı ve sokakta kimse yoktu.Motordan yavaşca indim ve ona dönerek ellerimi
birleştirdim.
“Senden
çok özür diliyorum.”
“Niçin?Yaran
kanadığı için mi?”
“Hayır
sana yük olduğum için..Özür dilerim.Boş vaktinide benim yüzümden harcadın.”
“Bak
öyle laflar duymak istemiyorum.Benim yerimde kim olsa öyle yapardı.”deyip
motordan indi ve elini cebine soktu.Biraz aradıktan sonra telefonunu çıkardı.
“Seni
kim bilir ne zaman görürüm.Senden haberdar olmak için telefon numarını
ver.”Yüzünde ciddi bir ifade vardı.
“S-saçmalama!Benim
için o kadar zahmete girdin zaten..”
“Asıl
sen saçmalama!Mızmızlanmada ver şu telefon numarını.Hem sen Neiy’ye de
söylemezsin bu olayı,o yüzden hiç öğrenemem.”
“Sen
de söylemezsin değil mi?”dedim dudağımı büzerek.Tek kaşını kaldırıp bana baktı.
“Söyle,söylemiyim.”En
sonunda verdim telefon numarımı.Ona karşı koymak çok yanlış geliyordu.Hem feci
yakışıklı bir velet telefon numaramı istiyordu.Bu şans benim gibilere yüz yılda
ancak gelir.
“Ben
çok teşekkür ederim....Ayrıca çokta özür diliyorum Nate.Benden nefret etmeni
anlayışla karşılıyorum.”Elini kaldırdı ve kafama hafifçe vurdu.
“Özür
dileme,teşekkürde etme.Ayrıca senden niye nefret edeyim ki?Yürümene yardım
ettiğim için mi?Motorumla evine getirdiğim için mi?”Bir şey söylemedim.Eli hala
başımdaydı ve sonra saçlarımı sanki bir çocuk severmiş gibi dağıttı.Yüzümü
kaldırıp ona baktım.Tamam,bu sefer gerçekten gözlerinin içine kadar
gülüyordu.Bende karşılık vererek güldüm.O kadar çok gülümsedim ki gözlerim
kapandı.Tekrar teşekkür ederek bahçeye girdim ve kapıya varınca anahtarımı
çıkartıp deliğe soktum.Kapıyı çalamazdım.Halam görürse büyük korkuya kapılır ve
hemen babamı arardı.Bu kadar yaygaraya gerek yoktu.Şansım varsa sesizce banyoya
girer yaramı temizlerdim.İçeri girdim tam kapıyı kapatacaktım ki,Nate'in motoruna
yaslanmış bir şekilde bana baktığını gördüm.Gülümseyerek el salladım ona.Oda bana el sallayarak motora bindi ve uzaklaştı.Arkamı
döndüğümde aslında ne kadar şansız bir varlık olduğumu anladım.Halam dehşetle
açılmış gözleriyle bana bakıyordu…
“E,hala
nasılsın?Ben açım.Atıştırcak bir şeyler var mı?”
--
asdfghaa buda burda biter anacım.Hadi bay 8D