29 Ocak 2013 Salı

Tükürük

Bir şey diyeyim mi, ben hala 15 tatilde olduğumuza inanmıyorum. Cidden böyle bir şey imkansızmış gibi geliyor. Şu ilk dönem o kadar berbat ve sinir bozucuydu ki.

İnsan iki şeyi aynı anda dengede tutamıyor, ben onu anladım. Bu sene kıçımı yırtıp takdir aldım, okul üçüncüsü oldum ama her zamanki gibi arkadaşlık ilişkilerinde berbatım. İnsanlara animeyi anlatmaya "çalışmayı", manga okutmayı ve Japonca şarkıların da güzel olabileceğini göstermeye çalışmayı bıraktım. Aslına bakarsak böyle daha kolay oluyor. Etrafındaki insanlar gibi davranıp aralarına karışmak falan. Kendimi casus gibi hissediyorum yeminle. Şu 'gerçek dost' arama şeysini bıraktığımdan beri notlarım acayip yükseldi. Ama ben böyle sırf derslere yüklenince etrafımdaki insanlarla olan bağlarım gevşedi. Aslında zaten gevşekti de, ben yeni fark ediyorum bu derece olduğunu. Sınıfla aram çok iyi, nerdeyse herkesle konuşuyorum ve buna alıştım ama asıl sorun... Ah aslında o kadar çok sorun var ki. Satıldım. Ya da onun gibi bir şey oldu. Ben insanlara değer verip onlarla aramı -ne kadar bana ve zevk aldığım şeylere saygı duymayıp dalga geçselerde- iyi tutmaya çalışsamda onların gözünde sadece teneffüslerde vakit geçirmek için konuşulan biri olduğumu fark ettim. Şöyle daha çok eğlenelim, konuşalım, daha da kaynaşalım diye arkadaş grubumu okul çıkışı bir yerlere davet ettim, kabul ettilerse de son anda boktan bir sebeble hepsi vazgeçti. Benim olmadığım bir arkadaş grubu oluşturmuşlar çoktan. Birine,"diğerleri gelmese de biz beraber gidelim" dedim, diğerlerinin olmayacağını duyunca yüzü asıldı, hemen reddetti. Ve bende salak gibi onlarla konuşmaya, takılmaya devam ettim. Dışlandığımı, değer verilmediğimi bile bile yüzsüz gibi onlarla hiçbir şey yokmuşcasına arkadaşlık etmeye devam ettim. Her saniye kendimi daha yalnız hissettim ama olsun. Anasını satayım korkuyorum işte. Millet gruplara ayrılmış takılırken ben öyle sap gibi ortada kalmak istemiyorum işte. İnek, tuhaf takıntıları olan, sürekli kitap ve çizgi roman okuyan biriyim evet ama sınıfın göbeğinde tek başıma da kalmak istemiyorum. Hep, "tamam ruhen yalnız hissetmeye alıştım ama bari çevremde sevilen sayılan, görünüşte arkadaşları olan biri olayım" diye düşündüm. Dişimi sıktım ve öyle biri oldum ama sıçayım, hatayı en başında böyle düşünerek yapmışım. Böyle davranmak daha çok yalnız hissetmeme neden oluyor, umduğum gibi o hissi azaltmıyor. Çoğu kez şu arkadaş grubuyla yahut sınıf üyeleriyle yalnız kaldığımızda mal mal etrafa bakıyoruz. Konuşacak, paylaşacak bir şey kalmamış çünkü tüm malzemeler bitmiş, bense etrafa yalnız kalmış gibi görünmemek için yanında tutulan birine dönmüşüm. O kadar salağım ki, tüm bunların hepsini okulun son haftasında fark ettim. Her şeyi. Hep öyle olur, okula son haftalar sadece sınıfın gırgır birliği ve arkadaşlarıyla görüşmeye popüler kısım gelir. Aslında bende gitmeyecektim ama cezalı olduğum için annem tarafından gönderildim. İyi ki de gönderilmişim. Çünkü o gırgırcılar ve popülerler arasında olduğumda aslında ne kadar yalnız olduğumu fark ettim. Kimseyle konuşacak bir şeyim yoktu. Onlar kendi aralarında konuşurken, ne kadar dahil olmaya çalışsam da beceremedim. Eh, bende bundan sonra yalnızları oynamaya karar verdim. En başından beri zaten yalnızdım, arkadaş edinerek kendimi kandırıyordum, bu sefer tümüyle yalnız olacağım ve bence bu daha iyi olacak. Yani, teneffüslerde kendimi kollarına bırakabileceğim o kadar harika kitaplar varken insanlarla konuşmaya çalışıp yarama tuz basmam cidden aptallık.

Bir sürü anime bitirdim. Hepsi birbirinden harika olsa da, izlediğim süre zarfında beni gerçekten o evrende yaşıyormuşum gibi hissettirse de, ana karakterler ile arkadaşları arasında olan bağ bana hep sinir bozucu, gerçek dışı gibi geldi ve kıskançlıktan resmen geberdim. O kadar vahim bir durumdayım ki, shounen animede bana gerçek dışı, imkansız gibi gelen tek şey "arkadaşlık ilişkileri" oldu.

Bu arada söylemeden geçmeyeyim; ilerledikçe saçmaladığım ve sırf iç dünyamı tatmin etmek için devam ettiğim K-himori bokunu artık burada yayınlamayacağım. Çünkü sıkıldım. Buraya koyup boş yere gelin güvey olmaktan sıkıldım. Saçma geliyor. Ve ben geri zekalı gibi sürekli hikaye üzerinde oynamalar yapıyor ve değiştiriyorum. Hiçbir zaman eksiksiz ve tam istediğim gibi olmuyor. Bu yüzden artık koymayacağım. Bu kararı aylar önce vermiştim ama söylemek bu yazıya nasip oldu.

Bende sıkıldım sürekli kendi hayatımdan bahsetmekten, kendimi acındırıyormuş gibi göstermekten ama yemin ederim amacım bu değil. Kendime ait bir odam olmadığı ve benden nefret eden bir kardeşim olduğu için günlük tutamadığımdan, çevremdeki kimsenin varlığından haberi olmayan bu bloga yazıyorum içimden geleni. Merak etmeyin, en yakın zamanda kendime bir günlük defteri alacağım ve sizi bu eziyetten kurtaracağım, söz.

3 yorum:

  1. yazından tam bir dibe vurma duygusu algıladım... kaybedecek hiçbir şeyin kalmamış. benim gibi. aslında her şey gerçek hayatta değil, sanalda da değer verilen biri olabilirsin. ki veriliyor da. blogunu okuyan bir sürü arkadaşın var. ama baştan beri bildiğim gibi senin istediğin sanallık değil, gerçeklik. aslında sanalı gerçeğe dönüştürmek için bir şansın da var, fakat sen bunu bile kullanmak istemiyorsun. nasıl böyle bir insan haline geldin ben bile şaşırdım. iletişimi koparmamış olsaydık bu düşüşüne şahit olacak kim bilir bunu engellemeye, en azından hızını azaltmaya çalışacaktım. evet, ilk tanıdığımda o millet için şablon ve hediyeler yapan; resim, müzik neyse paylaşmaktan asla çekinmeyen ppgzforever'dan bahsediyorum ben. o zamanlar hepimizin içinde bir çocukluk vardı. fakat ben senin benim gibi bir yaratığa dönüşeceğini tahmin edemezdim. bende öyle bir ihtimal vardı, o zamanlar bile kimsenin sevdiği şeyi sevmeyen ve sorunlu yaratığın tekiydim. bir kız var. onu sen de tanıyorsun. insanlık namına hiçbir şeye sahip değildir bu kız. fakat onun internetteki kimliğine baktığımda onun nasıl senden veya benden daha çok seveni ve arkadaşı olduğuna inanamadım. çok garip bir duygu. yani ikimizin de kaybetmesi. bu zaman içinde neler yaşadın gerçekten merak ediyorum. kendimden de bahsetmek isterim, belki bambaşka bir benle tanışırsın. her zaman seni neşelendirmeye ve buraya iki yorum yazıp karşılık beklemeye çalışan bir salak vardır değil mi? ah, o salak blog kullanamayacak kadar beceriksiz, anime izleyemeyecek kadar aklı havada, hiçbir sosyal ağa takılamayacak kadar uzaylı. yani senden daha kötü durumda. ama görüyorum ki senin hissettiklerinin aynısını hissediyor, kendi yaşadıkları daha büyük olmasına rağmen. demek ki insanların yaşadıklarıyla hissettikleri arasında bir doğru orantı var.

    yine salakça yorumlarımdan birini yapayım: playlistin güzelmiş evet. benim sorunum da bu, "takılmamak". seninle dertleşmeyi her zaman istediğimi biliyorsun. bir mesaj atmıştım, mail kutunu kontrol et. kim olduğumu anladığını düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  2. Biliyorum, insanların gerçekten arkadaşın olmadıklarını görmek, yani tamamen yalnız olduğunu düşünmek çok kötü bir duygu ama şunu bilmelisin ki yalnız değilsin. Sen istesen de istemesen de burada her zaman yanında olacak insanlar -en azından bir kişi- olduğuna emin olabilirsin. Okul hayatı başlı başlına çok kötü bir şey. Şu sıralar benimki de sıçışta ama bu "arkadaşlarım-var-gibi-görünseler de-aslında-yokmuş" sıçışı değil. (Ne olduğunu anlatıp seninkiyle karşılaştırmak gibi bir niyetim yok, merak etme.) Yine de o hissi biliyorum, hatta demin kontrol etmek için bakınca, banamor da aynen bu konulu bir yazı yazmışım ben de. Fazla aldırmamak gerek. Sonuçta eğer insanlar, başta sana böyle davranırlarsa, pek de sevilesi olmasalar gerektir. Bence senin düşüncen yanlış değil. Asosyal olma ama insanlardan da fazla bir şey bekleme. Belki tüm bu lakırdılarım boş ama gerçekten bilmeni istediğim şey, yalnız olmadığındır.
    Derslerinin iyi olduğuna sevindim. Lütfen bir günlük defteri edinme ve içini buraya dökmeyi sürdür.

    YanıtlaSil
  3. (lanet olası internet yüzünden bu 2. yorumum olucak TvT)
    Öncelikle Unazo, derslerinin iyi olduğuna sevindim. Ve kesinlikle günlük almamanı tavsiye ederim. (Deneyimli biri olaraktan söylüyorum, 1-2 gün kullandıktan sonra mal mal resimler çizmeye başladım dslkfsjd Ayrıca bu senin kendi blogun isteyen okusun, istemeyen okumasın sen yaz gene de .v.)
    Alice-chan'ın dediği gibi, bloggerda da arkadaşlarımız var bu yüzden kendini yalnız hissetme. Sen yaz, döktür, biz okuyalım, ne kadar malca yazsam da gene de desteklerim seni. Ama kendin yalnızmışsın gibi düşünme.
    2. dönem umarım her şey yolunda gider .v.

    YanıtlaSil