Evet işte çok beklenen(!) 7. bölüm.
Hım... Eee bölüme geçmeden önce bir ufakcıcık uyarı yapmak istiyorum. Hikayenizde yapabiliyorsanız mekanları hayal ürünü yapın. Yoksa benim gibi "Lannn acaba Kayseri'de böyle bir yer var mı? bafhasvfhja Ya yoksa? Lan ben hayatımda hiç görmedim ki orayı! Yalancıya çıkarsa adım birde?! Oh, shit. Oh, shit." olursunuz. Ciddiyim, Google Earth'da dolaşmaktan gözlerim açıyor mekanlar hayal ürünü olmadığı için. Tabi ben hangi akla hizmet gidip "dünyanın her yerinde ayağı olan bir casus örgütü" hayal ettim ki? Ne bok diye? Yaşadığım yerde, veya daha iyisi, tamamen hayal ürünü olan bir yerde hayal etseydim ya şu okulu abdhjafbhjas. Google Earth, iyi ki varsın.
--
Bölüm 7: Görev Sevdası
Bölüm 7: Görev Sevdası
Babam işten gelince her zamanki geleneğimiz olan çay içip televizyon izleme faslını zorda
olsa atlatıp odama çekildim ve bizimkilerin uyumasını beklemeye başladım. Neyse
ki on buçuk bile olmadan odalarına çekildiler. Ama tedbirli olmakta fayda vardı,biraz
daha beklemeliydim.Bir keresinde tam uyudular diye düşündüğüm sırada göreve
gidiyordum ki halam bir anda içeri daldı.Neyse ki her yer karanlıktı da görev
üniformasını görmesin diye kendimi yatağa attığımı fark etmemişti.Bu kadının
gerçekten kapı çalıp girme huyu yoktu.Meğersem odadan sesler duymuş ona bakmaya
gelmişti.Tabi duyduğu o tuhaf ses pencereyi açamadığım için teklemeye başladığım
sırada olmuştu.Bu olaydan sonra odamın kapısını kilitlemeyi alışkanlık haline
getirdim.Sonuçta gizli bir casus öğrencisiydim ben,di’mi yani?
Gerçekten
uyuduklarına emin olduktan sonra pencereyi açtım ve botlara komut verdim.Bu
sefer acil durumlarda ışınlanma bileziğini de yanıma almıştım.Bu şeyi daha önce
hiç kullanmamıştım ve nasıl kullanacağım konusunda da hiçbir fikrim yoktu.Okul
ve şehirlerde bulunan ışınlanma noktalarında yapmamız gereken tek şey
parmağımızı rozetimize sürmekti ama bileziği nasıl aktif hale getireceğimi
bilmiyordum.Tabi bu zımbırtıları bize verirken nasıl ve nerede kullanmamız
gerektiğini anlattılar ama ben o sırada XXX’in
yarısını kaçırdığım bölümünü düşünüyordum.Ama bana hak vermelisiniz,o bölüm reyting rekoru kırmıştı.Umarım
bu şeyi kullanmama gerek kalmaz,diye dua ederek okula vardım.Kayseri’de
göreve gitmem,özellikle sabahları,çok tehlikeliydi.Çünkü amcamın ailesi orada
yaşıyorlardı ve ne hikmetse onları bir kere bile evlerinde adam gibi otururken
görmemiştim,hep bir yerleri gezer,birilerini ziyaret ederlerdi.Bu yüzden bende
Kayseri’den görev almamak için uğraşıyordum…ta ki şuana kadar!Neyse ki saat on
birdi.Bu saatte dışarıda olamazlardı, değil mi?
Kabine
geçince içindeki dokunmatik ekrana gideceğim yerin kodlarını girdim ve beyaz
ışığın çevremi kaplaması uzun sürmedi.Gözlerimin karanlığa alışması için beni
iliklerime kadar donduran soğukta beklemeye başladım.Etrafımı saran iğrenç koku
sayesinde bir çöplüğün içinde olduğumu anlamam uzun sürmedi.Hah,sırf gözden
ırak diye neden ışınlanma noktalarını çöplüklerden seçerlerdi ki?! Aceleyle çöp yığınlarının çıkıp hızlı adımlarla etrafı gezmeye başladım.Saat
henüz on birdi ve tek bir evin ışığı bile yanmıyordu.Bu oldukça tuhaftı,tıpkı
bir yere dadanan delinin polisin dikkatini çekmemiş olması ve vatandaşlardan
hiçbirinin kimseye haber vermemesi gibi.Bir yere eli tabancalı bir deli geliyor,insanların hayatlarıyla oyun oynuyor ama kimse de polise haber vermiyordu.K-himori’yi
bu yüzden seviyordum işte.Devletin,hatta polisin bile haberdar olmadığı
yerlerde suçları yok etmeye çalışıyordu.Tek bir sorunu bu kadar soğuk havalarda
görevleri geceye vermesiydi.Amaç;kimseye görünmeden görevi tamamlamak.Pöh.Birde
şu Uzaylı Kız meselesi vardı tabi.Sanki her an arkamdan saldırıp boynumu
koparacak sonrada beni yiyecekmiş gibi geliyordu.Iyh,iğrenç.Etrafı iyice süzeceğim diye yavaş bir şekilde yürüyor,bu
yüzdende kıçımı donduruyordum.Kim bilir
nerde bu Allah’ın delisi? diye düşünürken arkamda kalan bir evin ışığı yandı.Arkamı
dönmemle büyük bir çığlığın kopup pencereden bir sandalyenin fırlaması bir
oldu.Bugün şanslı günümdeyim, diye düşünerek
eve doğru koştum ve kırık pencereden içeri baktım.Başında siyah bir şapkalı ve
yine siyah boyunlu bir kazak giymiş eli bıçaklı bir adam orta yaşlı bir kadının
saçından tutmuş havaya kaldırmaya çalışıyordu.Adam hala beni fark etmemiş
olacak ki kadına küfürler savurmaya ve saçlarını çekmeye devam ediyordu.Aradığım
adam bu muydu,bilmiyordum.Kulağımdaki minik telsize dokundum ve gözümün önünde
mavi bir ekran oluştu.Önümdeki insan yüzlerini taradı ve kimliklerini
gösterdi.Tamam,aradığım deli bu adamdı.Profilleri birebir uyuşmuştu
çünkü.Ekranı kapattım ve tabancayı çekerek adama doğrulttum.
“Lan,piç!Buraya
baksana!”diye bağırdım.İkisi de aynı anda bana bakınca içimde müthiş bir özgüven doğdu.Kanun namına ellerini kaldır demek için
her şeyimi verebilirdim.
“Kadını
bırak lan!”dememle zavallı kadını bir çöpmüş gibi kenara atması ve kaçması bir oldu.Kahretsin…Şimdi
peşinden koş,ateş et,bayılmasını bekle,gözden uzak bir yere taşı,polise çağrı
bırak,ışınlanma noktasına geri dön.Bu döngüden sıkılmadığımı söylesem yalan söylemiş olurdum.Pencereden atladım ancak bacaklarım cani cam parçaları tarafından çizildi,lanet olsun.Koşarak kapıya ateş ettim ama ıska oldu.Bu sırada kadının
bana hayretle baktığına emindim.Kendimi bu gibi anlarda bir Hollywood yıldızıymış
gibi hissediyordum ciddiyim,acayip havalı olduğumu düşünüyordum.Tabi şuan
bıçaklı bir adamın peşinden koşan bir genç kızdım.Eminim kadın beni deli
zannediyordu ki asıl kovaladığım adam deliydi.Kapıdan çıktım ve etrafa bakındım,adam sokağın başından döndü ve gözden
kayboldu.Onu takip ederken ağzımdan nefes alıyordum ve ağzımdan çıkan duman tuhaf bir şekilde beni eğlendiriyordu.Bide adamın koşarken Ben
Böyleyim şarkısını oldukça cırtlak bir sesle söylemesi vardı.Çok hızlı
koşuyordu ve ona yetişmem,yavaşlamazsa,imkansız görünüyordu.O kadar ateş etmeme
rağmen hala koşuyordu bu deli.Ben mi ıskalıyordum acaba?Karanlık yüzünden net
göremiyordum tabi de,yahu siz sokaklara niye sokak lambası koymazsınız ki?Gerçekten
tuhaf bir köydü burası.Pencerelerine tahta çakılmış olan beş katlı
bir harabeye girdi ve kapıyı kapattı.Koşarak kapıyı tekmeledim,tekmelemez
olaydım.Kapı yerinden çıkarak üstüme düştü.Küfürler ederek kapıyı ittim ve
merdivenleri çıkmaya başladım.Deli de hala şarkı söyleyerek merdivenleri
çıkıyordu.Ateş etmeye çalıştım ama inanılmaz derecede hızlı koştuğu için yine
isabet ettiremedim.Şu evde yattığım bir buçuk hafta beni paslandırmış
olmalıydı.Yukardan bir kapı sesi geldi ve buz gibi rüzgar binanın içinde
dolaşmaya başladı.Çatı katına çıkmış olmalıydı.Bu iyiydi onu orada kıstırabilirdim.Nefes
nefese kalmıştım ve demir kapıdan tutunarak soluklanmaya çalıştım.Deli,aya
doğru kollarını açmış bu seferde O Benim
Dünyam şarkısını söylüyordu.Asıl adım Dünya olduğu için bu şarkıyı
söylemesi beni iğrendirmedi değildi.Keşke bu şarkıyı söyleyen onun gibi orta
yaşlı bir deli değil de Nate gibi fena yakışıklı bir delikanlı olsa çok daha
iyi olurdu.Ne diyordum yahu ben?Göreve
odaklan Bloen,göreve.Silahı onu doğru doğrulttum ve, “Yolun sonuna geldik
bre deli.”diyerek sırıttım.Kendimi cidden
aksiyon filmlerinde ki polisler gibi hissediyordum.Deli yavaşça bana döndü
ve gülmeye başladı.
“Sen
de mi şu örgüttensin?” Şuan ona ateş etmem gerekirdi ama konuşmasını
bitirmesini beklemek istedim.Ne örgütünden bahsediyordu bu deli?K-himori’nin
varlığından haberdar olamazdı,değil mi?Adımlarını hızlandırarak yürümeye
başladı.Elimde sıktığım mavi yaldızlı tabancam özgüvenimi yine ön saflara taşıdı.
Bağırarak,“Neyden
bahsediyorsun sen yahu?”dedim.
“Artık
senin gibi densizleri de mi…”dedi ve elindeki bıçağı bana doğru attı. “…örgüte
alıyorlar!?”
Eğildim
ve bıçak önünde durduğum kapıdan içeri girerek gürültüyle merdivenlerden
yuvarlandı.Deli,bir anlık dikkatsizliğimden yararlanarak üstüme
çullandı.Kollarımı sıkıştırarak olağan gücüyle sarıldı bana.İğrendirici bir
şekilde rakı ve kan kokuyordu.Kollarını daha da sıktı ve sırtım yine sızlamaya
başladı.Bağırarak tabancayı karnına dayadım ve ateş ettim.Hışımla ittirdi beni
ve karnını tuttu.Kanamadığını görünce gülerek elimi burktu ve acılar içinde bağırdım sırada mavi uyuşturucu tabancamı
aldı.Deli diyerek onu hafife almamam gerekirdi,şimdi ne bok yiyecektim
ben?Üzerimde bulunan tek silahı almıştı!Ah,ihtiyacım olur diye yanıma bir LCP almam gerektiğini biliyordum!Psikopatça güldü ve tabancamı bana doğrulttu,gülmeye devam etti.Kanımı donduran tek
şeyin geç kaldığım sıralarda ki Aslı’nın bakışları olduğunu sanırdım ama şimdi Kayseri’de ki delinin psikopatça gülüşü de eklenmişti bu listeye.Bağırarak (şey aslında böğürüyordu) üstüme doğru koşarcasına yürüdü ve iç güdüsel olarak bende bağırmaya
başladım.Tabancayı bana doğu tutuyordu ama ateş etmiyordu.Koşmaya başlamasıyla
bende arka arkaya koşmaya başladım.Kapıyı geçip çatının sınırına geldiğimi anladığım
anda hem Murat’a hem de bu göreve gitmek isteyen kendime küfrettim.Cidden ne
yapacaktım şimdi ben?Kaçma gibi bir ihtimalim yoktu çünkü bu adam deliydi ya
deli!Anında ateş ederdi!Bir dakika ya?Ben bu adamı zaten vurmamış mıydım?Hayt
be!Birazdan bayılması gerekiyordu!Yapmam gereken tek şey onu bayılana kadar
oyalamaktı.
“Sen
ne örgütünden bahsediyorsun?”dedim ama bana dilini çıkartarak sallamaya
başladı.Sonrada tabancanın önünü ağzına soktu.
“Yapışkan..”dedi
yalayarak.Ah,lanet olsun.O silahı boyamak ve yaldızlarını eklemek tam iki
haftamı almıştı.
“Sana
bir soru sordum.”dedim ama sesim titremişti.Parmak uçlarımı hissettirmeyen
soğuk yüzünden mi yoksa korkudan mı anlayamamıştım.Tabancayı yere fırlattı ve
üzerime doğru koşmaya başladı.Ben daha ne oluyor diyemeden kendimi boşlukta
aşağı düşerken buldum.
--
Buda böyle saçma ve sonrası sıçarken bile tahmin edebilecek bir bölümdü ._. Sonra ki kısımda ne olacağını hepimiz gayet iyi biliyoruz değil mi canlarım? *Çırçır böceklerinin sesleri eşliğinde ellerini boşluğa açarak sırıtır*
Bana gelince, bu kadar klişe kattığım için kendimden nefret ediyorum. Yani bence yeteri kadar iyi değil. Zaman geçtikçe acayip saçmalıyorum, tıkanıyorum. Yazasım gelmiyor, illa biri kıçıma tekme atacak yazmam için. Tabii bu sadece K-himori için geçerli değil, blog içinde öyle. Önceki yazıyı bin bir zorlukla yazdım, iki bin zorlukla o isteği içime sokmaya çalıştım ._. Birde en ama en kötüsü ne yazacağınızı bilmenize rağmen, yazacaklarınızı en ufak ayrıntısına kadar bile düşünmüşken iş uygulamaya geldiğinde o ufak okun bir türlü word belgesine gitmemesi. İsteksizlik mi diyeyim, tembellik mi diyeyim, götüyle sırıtıp hiçbir yardımı dokunmayan ilham perisi piçinin marifetleri mi diyeyim bilmiyorum ama harbi berbat bir şey.
Birde ben sobeyecektim sizi. Buyrun, küfredebilirsiniz.
1-Adın? Ajkdsfsjkdgbs. Ciddiyim, gerçek adın ne? *dedektif modu her zaman açık!* Ama vermek istemiyorsan sadece baş harfini yaz, özel hayata saygımız var yani U_U
2-Anime ile nasıl tanıştın?
3-Hangi tür blogları okumaktan hoşlanırsın?
4-Seçme hakkın olsaydı nasıl biri olarak doğmak, neler yapmak isterdin?
5-Dış görünüşün nasıl? (boy, kilo, saç, baş felan ._.)
6-Senin için yapılan yorumlar mı yoksa istatistikler mi önemli? Niyen önemli?
7-Y U NO STILL WRITE BLOG?
8-Hayatta en çok istediğin 5 şeyi sırala
9-İçinde yaşamak/girmek istediğin bir anime/manga/film/dizi filan var mı ve niyen?
10- What time is it? It is DEATH NOTE time!
11-Kendi hayal dünyanı kısaca özetleye bilirmisin?
12-Yaoi ve yuri hakkınde ne düşünüyorsun? (böyle bir soru sormazsam inan çatlardım)
13-Sana sorulmasından en nefret ettiğin soru?
14-Peki söylenmesinden en nefret ettiğin şey?
15-Sence iyi bir blog nasıl olmalı?
Her soru 10 puandır. Cevaplama süresi bir ders saatidir.
Aklınıza Gelebilecek Her Türde Saçmalayan Ve Ağız Bozan Yazılar Yazma Öğretmeni.
Başarılar dilerim.
sen kimi sobeliyogn oluuumm! bi kere benim seni mimlemem gerek bi yazı yazmaya dötünü kaldıramıyosun ;o;
YanıtlaSilama durumunu az çok anlıyorum son yazımı yazmadan önce ben de öyleydim. çık bi hava al değişik bişeyler yapıp moralini yerine getir o zaman yazma hevesin geri gelecektir bence bana öyle oldu.
hikaye de gayet hoş gidiyo bence. şu mekan konusunda ben de sorun yaşamıştım =_= hikaye yazma hevesini de blog yazma hevesini de dediğim gibi kendini mutlu kılarak becerebilirsin yalnız :/
._. tam devamını merak ettiğin anda bölümü pat diye kesmek harbiden çok uyuz bişeymiş onu farkettim..
YanıtlaSilUnazo-sama,sen çok kötü bir Senpaisın >^< ;_;
Gayet iyi gidiyorsun ayrıca ~=o=~ Tekmeliycek birini arıyorsan da o kişi ben olurum yani ._. Ücretim makuldür Leydim =w= Sadece bölümlerin spoilerlarını alsam yeter U.U
Hikayeyi yazarken hayattan soğuyorum, böyle bir isteksizlik olmaz yani. Bence bölüm yine güzel olmuş, öyle deme. Zaten klişesiz hikaye yazmak da zor yani. o.o
YanıtlaSilVe yaşasın, sobe!!!
Anlaşıldı, yorumlarım arada gitmiyor -_-
YanıtlaSilAma tüm suç blogger'la googlechrome'un.
Gitmeyen yorumumda da en son I AM MARVELOUS BRO *brofist* gibi abuk sabuk şeyler yazmıştım.
Ha bu arada kim benimle çoklu deviantart meme'i çizmek ister? Gerçi deviantart'a da resim yüklemeyeli 2 yılı geçti sladkj
Unicornlar güzeldir.
*adamın kafası uçtu*
Ha hikaye yazmıştın bi de dimi? Deli bence o tabancayı yalayıp iyi yaptı. Ne o öyle glitter'lı tabanca mı olur Bloen? Bak biz aynı burcuz oğlum, pembedir, glitterdır falan yakıştıramıyorem vallaha... U_U
Gerçi benimle aynı burçtan olan çok insan görmemiş olmama rağmen gördüklerim pek de bana benzemiyordu.
Dediğim gibi I AM MARVELOUS BITCHEZ. NO ONE CAN IMITATE ME, NO ONE CAN IMITATE ZAT PERFECTION!!!
*overload dead* X__X
slm unazo (yoruma bile güzel bir giriş yapamıyorum) hikayene bayılıyorum aslında başını kaçırmıştım tatilde en baştan başlayarak hepsini okudum yazma isteğinin olmadığını söylemişsin yazm isteğin yokken bu kadar yazabiliyorsun(ben yazma isteğim varken bile 3-4 yazı yazıyorum
YanıtlaSilbişey söyleyeyim kız karakterlere hayran olarak fujoshi olamazsın.barbie ye hayran olmanı anlayabiliyorum ama bir anime izliyor ve kendini fujoshi ilan ediyorsan sevdiğin anime erkeğine aşık olan kızlara hayran olmamalısın.
YanıtlaSilsevdiğim anime erkeğine aşık olan kıza hayran olmak? ben ne zaman öyle bir şey yaptım ki? ._.
Silhikayeye bayıldım.deliyi nasıl kaçırırsın bloen nasıl nasıl T-T
YanıtlaSilVooov hikaye yine çoğoş x__x Yani cidden yalanmak olsun diye değil, adam gibi bi bölüm U__U
YanıtlaSilAhhh ahh benim bi tabancam olaydı, üzerine miku resimleri falan koyardım, ya da Panty' ninki gibi kurdele koyup amele amele gezerdim. Ama gerçek şu ki tabanca işine bulaşmamalıyım. Cık. Dünya' nın içine sıçmak istemiyosam uzak durmalıyım -^-
ehhh....ne garip bi yorum la bu O__O He bi de sobe için sağol -o- yazacak hiç bi bok yok dostum TmT